NASA’nın iklim raporuna göre Mini Buzul Çağı 2020’de başlıyor. Gelecek 30 yıl boyunca bizi neler bekliyor? Mini buzul çağı nedir?
Haziran ayında yağan kar, yumurta büyüklüğünde düşen dolu taneleri, seraları alt üst eden hortumlar iklimin her geçen gün değiştiğinin en büyük kanıtı.
Ama tüm bunlar bize anlatılan küresel ısınma senaryoları dışında gelişen belirtiler gibi gözüküyor. Küresel ısınma deyince bizim aklımıza genellikle ısınan havalar, su sıkıntısı, çoraklık ve kuraklık geliyor.
Doğa kendi kurallarını koyarak dengeye gelmenin bir yolunu bulmaya çalışıyor. NASA 2020 iklim raporunu açıkladı ve “Mini buzul çağı” başladı dedi.
NOT: NASA’nın açılımı – National Aeronautics and Space Administration – Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi
Bugün 2 haziran 2020, yazıyı kaleme aldığım saatlerde İzmir’de hava sıcaklığı 21 dereceydi. Arkadaşlar kendi aralarında konuşurken “Ne kadar soğuk böyle üşüyorum resmen” diye dert yanıyordu. Yakın çevremdeki “ısı sensörleri” dışındaki resmi verilere de göz attım.
Üşenmedim Meteoroloji Genel Müdürlüğünün sitesinden son iklim periyodu olan 1981 – 2010 yıllarına ait ortalama sıcaklıklara baktım. İzmir için Haziran ayı ortalama sıcaklığı 26 derece olarak gözüküyor. Sende yaşadığın il için ortalama sıcaklıkları buraya tıklayarak kontrol edebilirsin. Açılan pencerede aşağıdaki haritadan yaşadığın şehri seç ve ortalama değerlerine bak.
Benim İzmir’de yaşadığım durum tüm şehirler için geçerli. Mesela İstanbul’da bugün hava sıcaklığı 19 derece olarak gözüküyor.
Küresel ısınma varsa neden sıcaklıklar düşüyor? Neler oluyor? Gel beraber keşfedelim ve neler olduğunu öğrenelim.
Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı Güneş’tir. Tabi ki yaşamın sürdürülebilir olmasını sağlayan pek çok faktör vardır. Ozon tabakası, su, sıcaklık, rüzgarlar… Liste uzayıp gider. Ama bugünkü konumuz tamamen Güneş.
Güneş üzerindeki hareketlilik yani patlamalar Dünyadan bakan birisi için “Güneş Lekeleri” şeklinde gözükür. Güneş yüzeyindeki lekeler ne kadar fazlaysa Güneş’in o kadar aktif olduğunu söylemek mümkün.
Lekeleri gözlemlemek ve takip etmek NASA gibi kuruluşların ilgi alanına giriyor. Ve NASA’da yaptığı son incelemeler sonucunda Güneş yüzeyindeki lekelerin giderek azaldığını tespit etmiş.
Diğer bir ifadeyle Güneş yüzeyindeki faaliyet ve dolayısı ile enerji eskiye oranla azalma gösteriyor. Sonuç olarak daha az ısı yaymaya başlıyor. Az ısı demek, daha soğuk olacak demek.
Yoksa Game Of Thrones dizisinin mottosu gerçek mi oluyor? “Winter is coming” – “Kış Geliyor”…
Şaka bir kenara demek istiyorum ama işin şakası da pek yok açıkçası. Dünyamız 18.yy’da da mini buzul çağı yaşamış ve o zamana kadar kayıt altına alınan en soğuk havalar görülmüş.
Dünyamız ısınsa da soğusa da iklimin değişeceği aşikar. Yazımın sonralarına doğru mini buzul çağının ülkemizde ne gibi etkileri olabileceğini anlatmaya çalışacağım.
Kaynak: NASA
Güneşin enerjisinin düşmesi ve daha az ısı yaymasının Dünya’nın daha soğuk olacağı anlamına geldiğini öğrendik.
“Eee.. Hani küresel ısınma vardı? Hani kuraklık gelecek, kutuplar eriyecek ve deniz kıyısında olan büyük şehirlerin bir kısmı sular altında kalacaktı.”
Evet bu halen olabilir, ama önce küresel ısınma ile mini buzul çağı savaşını kimin kazanacağını görmemiz gerekiyor.
Atmosferi kirlettiğimiz, onun tabakalarına zarar verdiğimiz her geçen gün güneş ışınlarının etkilerine daha çok maruz kalacağız. İster soğuk olsun, ister sıcak… Her şekilde daha fazla etkileneceğiz.
Atmosferdeki gaz yoğunluğu dünyanın soğumasını engelliyor. Yaz ayında bere takmış gibi ısınıyoruz, soğumak için bereyi çıkartmamız gerekiyor. Ne yazık ki biz o bereyi çıkarmaya yanaşmıyoruz. O zaman denge kurmak yine doğaya düşüyor.
“Siz şapkayı çıkartmazsanız bende size gölge yaparım…” diyor. Ama yeterli olacak mı? Bu soğuma bize iyi gelecek mi?
Yukarıdaki resmin kaynağı : Climate Nasa
Kırmızı köşede, atmosfere yayılan ve sera etkisi oluşturan gazların etkisiyle meydana gelen “Küresel Isınma”, Mavi köşede Güneş’in eskisi kadar faal olmaması sebebiyle soğumaya neden olan “Mini buzul çağı”. Boks başladı sonucu merakla bekliyoruz.
Başlayan bu boks maçının 3 farklı sonucu olabilir.
Eğer mini buzul çağı galip gelirse küresel ısınmanın etkileri zayıflayacak ve dünya genelinde havalar soğuyacaktır. Tropikal iklim kuşağı olarak adlandırılan (dönence – ekvator arası) bölgelerde soğuma görülecektir.
Şu anki tablodan pek farklı bir durum ortaya çıkmayacak. Sadece dünyanın ısınma hızı yavaşlayacaktır. İklimsel değişiklikler devam edecek alışkın olmadığımız doğal olaylarla karşılaşmaya devam edeceğiz.
Boks maçlarında nadiren görülen beraberlik durumu gerçekleşirse, Dünyanın sıcaklığı normal seviyelerine dönmeye başlayacaktır. Tabi ki bu mini buzul çağı bittiğinde küresel ısınmanın etkileri daha şiddetli şekilde hissedilmeye başlanacaktır. Hem küresel ısınma hem de güneş enerjisinin artması ısınma sürecini daha hızlı hale getirebilir.
1646-1715 yılları arasında da Güneş yüzeyindeki faaliyetin azaldığı mini buzul çağı yaşanmıştır. Aslına bakılırsa bu tür döngüler her 11 yılda 1 tekrarlanmaktadır.
11 yılda bir tekrarlanan sürecin etkileri bıçak gibi kesilmiyor. Yani en üst ve en alt hareketlilik dönemleri 11 yıl sürse de etkileri hemen kesilmiyor. Takip eden onlarca yıl boyunca yansımaları görülebiliyor. Bir önceki mini buzul çağı etkisi yaklaşık 70 yıl sürmüştür.
Günümüzde yaşanan dönemin ise 30 yıl boyunca etkilerinin gözleneceği tahmin edilmektedir. 2020 – 2050 yılları arasında iklimde değişiklikler ön görülmektedir.
Uzmanların görüşlerine göre yaşanan süreçle birlikte ülkemizde ve dünyada değişiklikler yaşanabilir.
Hali hazırda küresel ısınma (1-1.5 derece artış) nedeniyle hayata zor tutunmakta olan bazı bitki türleri tamamen yok olabilir.
Farklı kurumlar farklı açıklamalar yapsa da mini buzul çağı ile birlikte orta kuşak olarak adlandırılan bölgelerde daha sert kışlar geçmeye başlayacak.
Tüm bunlar “Buzul Çağının” geri geldiği anlamı taşımıyor. Rekor derecede soğuklar bizleri beklemiyor ya da hayat tamamen duracak değil. Belirli bölgelerde sıcaklık değerleri düşüp, kışlar daha uzun yaşanmaya başlayacak.
Öyle ya da böyle Dünyanın şartlarının her geçen gün değiştiğini kabul etmek zorundayız. İnsanlık olarak dünyayı içten yıkmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yaşayacak başka yerimiz olmadığı halde neyimize güveniyoruz o kısmını hiç bilmiyorum.
Önde gelen liderler, bilim insanları tehlikeyi işaret edip rakamlarla ispatlıyorlar ama atılan adımlar yetersiz kalıyor. Kişisel olarak yapabileceklerimize odaklanıp elimizden geleni yapmalıyız. Doğa dengeyi kurmaya çalışıyor olabilir. Ya o dengenin içinde bizi düşünmüyorsa?
Ne diyelim “Winter is coming”…
Daha önce dediğim Bi’şeyler
Google reCAPTCHA - "Ben Robot Değilim" Web sitelerini kötü amaçlı yazılım, dolandırıcılık, bilgi çalma vb.…
Meze siparişi vererek, ev konforunda İstanbul'un kalabalığından uzak keyif yapmak isteyenleri anlıyorum. Peki, nelere dikkat…
"E-ticaret yapmak için gerekenler nelerdir?" Şirket kurmak gerekir mi? E-ticaret hakkında tüm merak edilenleri sizin…
Aldatan erkek nasıl davranır? Aldatıldığından şüphe eden kadının aklında gelen ilk sorudur. Sonra; "Neden aldattı?,…
Bonynin Yolu köpek eğitim kitabı kimler için hazırlanmış? İçinde ne tür bilgiler var ve gerçekten…